22 Şubat 2011

Daha İnandırıcı İstatistiklere İhtiyacımız Var

20.Şubat.2011 Pazar günkü gazetelere iktidar partisince verilen ilana inanacak olursak, kişi başına ulusal gelirimiz son on yılda 3.000$'dan 10.000$'a çıkmış. Oldukça etkileyici değil mi? Ama ben, ortadaki başarıya daha fazla saygı duymanızı sağlamak adına, resmi biraz daha netleştirmeye çalışacağım.

Öncelikle, sayıların yuvarlıklığı—3.000$'dan 10.000$'a, 3.370$'dan 9.780$'a değil—insanda bir güvensizlik yaratıyor. Neyse bunu geçelim! Anılan artışın olduğu yıllardaki nüfus artışını da düşündüğünüzde işin aslında daha da takdire şayan olduğu görülüyor. Şöyle ki; ortalama yıllık nüfus artışını % 1,7 olarak alırsak, nüfusumuzun 100 baz değerinden 118,3'e çıktığı bu dönemde ulusal gelirimiz 3.000x100'den 10.000x118,3'e tırmanmış oluyor. Yani, ulusal gelirimiz 300.000'den 1.183.000'e çıkıyor. Bu, ulusal gelirimizin on yıllık bir dönemde 3,9433 katına çıktığı anlamına gelir. 2008-2010 arasındaki düşük büyüme, küçülme ve kriz öncesine dönüş yıllarını hesaba kattığımızda—hatırlayın, 2011 başındayız ve henüz kriz öncesine dönebilmiş değiliz—anılan büyümenin yedi yıllık bir dönemde gerçekleştirilmesi zorunluluğu ortaya çıkar. Böylesine bir artışın gerçekleşebilmesi içinse, yedi yıl boyunca üst üste yıllık bazda %21,6'lık bir artışın yaşanması gerekli. 2001'deki kriz sonrası, krizdeki küçülmeyi ofsetleyecek bir büyüme oldu diyelim ve 2002'de %21.6'lık bir büyüme olduğunu kabul edelim. [Unutmayın, AKP iktidarı 2002 Kasım'ında iş başına geldi. Bu varsayımda bulunmayıp küçülmenin 2002'de de sürdüğünü iddia ederseniz, geri kalan altı yıl boyunca tutturulması gereken büyüme %25 gibi daha da uçuk değerlere yelken açar.] Ancak; geri kalan altı yıl için ne yapacağız? Nerede Türkiye'nin yeni Tüpraş'ları, Erdemir'leri, Telekom'ları, yazılım evleri, ...? Varsa yoksa, X ülkesindeki bir bankalar konsorsiyumundan sendikasyon kredisi alıp bunu aynı ülkenin arabasının alımında kullandıran 'yaratıcı' Türk bankaları ve bu bankaların tükenmez başarıları!

Yukarıdaki resmi nasıl açıkladığınızı bilemem ama yanıta ulaşmanızda size yardımcı olabilecek dört etkenden bahsedebilirim. Öncelikle, anılan dönemde Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) iki kez ulusal geliri hesaplama yöntemini değiştirdi. Bunun sayesinde—sanırım ilki 2006 yılında, ikincisi ise 2010 sonu veya 2011 başıydı—ulusal gelirimiz bir gecede ilkinde %31,7, ikincisinde de benzer bir oranda arttı. Bir diğer deyişle, bir tek çivi çakılmadan iki gecede toplam olarak %80-90 kadar büyüdük.

[Gerçek olmayan] büyümedeki ikinci etken ise, 11.Eylül.2001 sonrasında dünyanın gelişmekte olan pazarlarını basan ve bunun sonucunda ülkemizde de TL karşısında değer yitiren Amerikan Doları. Nitekim, kontrol edecek olursanız, Brezilya, Rusya gibi ülkelerde de kişi başına gelirin bu dönemde arttığını ve söz konusu artışın Türkiye'dekini geçtiğini görürsünüz. Bunun bir sonucu olarak, eski bir solcu gerilla (Luiz Inácio Lula da Silva) tarafından yönetilip bir diğer solcu gerillaya  (Dilma Vana Rousseff) bırakılan Brezilya ve dünya kapitalistlerine pek de sempatik gelmeyebilecek Putin Rusyası'nın devlet kağıtları ülkemizin kağıtlarından daha uygun koşullara (oran ve vade) sahiptir.

Önereceğim bir diğer etken, verilen istatistiklerdeki yuvarlamalar. Örneğin, 3.000 yerine 3.300, 10.000 yerine 9.500 verilseydi, 3,9433 yerine ekonomimizin 3.4056 katına çıktığını söyleyip kılıf uydurmak için daha az kıvranacaktık.

Son olarak sunmak istediğim etken ise nüfusumuzu saymakta izlenen yöntemin değiştirilmesi ve bunun sonucunda ortaya çıkan ani azalış. Hatırlayacak olursanız, adrese dayalı sisteme geçişle birlikte, bir kalemde nüfusumuz 6 milyon kadar azalmış ve bunun sonucunda kişi başına ulusal gelirimiz %10 civarında artış göstermişti. Yine, ülkemize tek bir çivi çakmadan!

Sonuç olarak; ülkemizin geleceğini planlamakta çok büyük öneme sahip istatistiklerin ciddi bir şekilde, siyasi kaygılar yaşanmadan tutulması ve kullanılması gerekir. Nüfusu bir günde 6 milyon azalan, iki gecede ulusal geliri %80-90 artan ülkelere sıcak paracıdan başka 'yatırımcı' gelmez.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.